(Paftalara sağ tık yapıp ‘bağlantıyı yeni sekmede aç’ diyerek orjinal boyutta inceleyebilirsiniz.)
Proje Alanı Hakkında
Proje alanımız olan alanda, eski Bizans Büyük Sarayı’nın kalıntıları bulunuyor ve bu alan Prost tarafından imar planında “Arkeoloji Parkı” olarak işaretlenmiştir. Büyük Sultanahmet yangınından sonra Bizans Büyük Sarayı üzerindeki pek çok yapının yıkılmış olmasını da bir fırsat olarak değerlendiren Prost, bu saraylar bölgesinin eski kentin merkezinde bir arkeoloji parkı olarak düzenlenmesini önermiştir. Arkeoloji parkı olarak işaretlenmiş alana komşu olan Ayasofya, Sultanahmet Camii ve Hipodrom’un bulunduğu alan da kentin tarihi çekirdeği olarak düşünülmüştür. Böylelikle kentin çekirdeğindeki tarihi yapıların yanı sıra, kazılarak ortaya çıkarılacak arkeolojik bulgular da sergilenerek gezilebilecek ve kent mekânına katılabilecektir. Sultanahmet’te bugün kısmen kazılmış saray kalıntıları dışında, Hipodrom etrafındaki Lausos ve Antiokhos saraylarının kalıntıları da yer üstünde görünebilir durumdadır ve korunarak kent içerisinde sergilemeye hazırlanmayı beklemektedir.
Proje Hakkında
- Müzeyi konumlandırırken öncelikle yukarıda saydığımız korunması gereken kalıntılara dikkat edildi. Sonrasında amaç arazinin kotlarına uygun olacak şekilde, şehrin çeşitli yerlerinden bakıldığında mevcut tarihi silüete etkiyi en aza indirgeyecek bina boyutlandırması oldu.
- Arazide bulunan şuan otel olarak kullanılan, eskiden hapishane olan tarihi yapıya görüşün kapanmaması sağlandı.
- Müzenin ana girişi Sultanahmet Meydanı’na bakan taraftan sağlanıyor. Meydanı kucaklayan bir yönelime sahip olan girişten içeri girildiğinde, ziyaretçi geliş amacına bağlı olarak yönlendiriliyor. Geçici sergi alanı ve konferans salonunun olduğu binaya geçmek isteyen ziyaretçi kalıcı sergiye uğramadan hemen girişten bu binaya geçiyor.
- Müzede çalışan arkeologların ve yönetici ofislerinin bulunduğu binaya giriş ayrı olarak da sağlanıyor ve ana yapıya köprü ile bağlanıyor. Bu binada aynı zamanda kütüphane ve çocuk atölyeleri alanı bulunuyor. Sadece bu bölümlere girmek isteyen kullanıcı, bu ayrı girişten girerek ana müze sirkülasyonuna girmemiş oluyor.
- Korunması gereken kalıntıların üstü açık bırakılarak hem boşluk yaratıldı, hem de müzenin doğal ışık alması amaçlandı.